22 Şubat 2010

SELMA ER* FOTOĞRAFLARIM

İstanbul-Beyoğlu'nda gezmeyi çok severim..





Üniversite'yi  Galatasaray'da Mısır Apartmanı'nda okudum..

1974-1978 yıllarında..

İlk olarak  o zaman  tanıştım Çiçek Pasajı ile..

Özel günlerde giderdik daha çok..

O yıllarda İstanbul'un her yeri gibi,

Çiçek Pasajı da çok daha güzel ve özel idi..

Mahzen'de içilen Arjantin-fıçı biralar..

Midye tavalar sanki bir başka güzel idi..

İnsanlar da bir başka idi..

Arkadaşlıklar,dostluklar,paylaşımlar da öyle idi..

İçilen bir bira eşliğinde yapılan samimi sohbetler de sanki o zamanlar daha bir başka idi..

Öğrenci harçlığımız ile cebimizdeki üç beş kuruş parayı  denkleştirirdik hesabı öderken..

O yıllarda Beyoğlu'nda Markiz Pastanesi vardı..

Ama öğrenci harçlığı ile gidip orada bir pasta yemek veya limonata içmek bile bize lüks gelirdi..

Sadece camdan içeri bakmak bile bir başka zevk idi..

Bazen İnci Pastanesi'nde profiterol yerdik..2,5 liraya..

Bab Cafeterya'ya da doğum günlerimizde falan giderdik..

Sinema sanatçıları ile karşılaşırdık orada..

Jeton ile çalışan pikaplarda sevdiğimiz şarkıları dinlerdik..

Beyoğlu'nun eski değerlerinin birçoğu  kaybolsa da ,Çiçek Pasajı duruyor hiç değilse..













Çiçek Pasajı (Cité de Péra),
büyük Beyoğlu yangını sonucu yok olan
Naum Tiyatrosu'nun arsasına 1876'da kurulan tarihi ve ünlü bir pasajdır.


1 yorum:

GÜVEN SERİN dedi ki...

Anlaşıldı sizin niye bu kadar İstanbul koktuğunuz. :)) İstanbul kokularını sevmişem ben.İstanbul kokularına ölmüşem ben...

Mekanların fotoğrafları başdöndürücü güzel.